Tazminat Hukuku

Tazminat, bir kimsenin haksız fiil nedeniyle kendi kusuruyla neden olduğu zararı ödeme yükümlülüğüdür. Tazminat kendiliğinden doğan bir borçtur. Borçlar Hukuku’nun bir sonucudur. Eksiltilen şeyi yerine koymaktır. (Tazminat kesinlikle bir ceza değildir!) Haksız Fiil: Bir hukuk kuralına veya yaptığı sözleşmeye aykırı davranmaktır. Karşı tarafa yapılan haksızlıktır. Karşıdakine verilen bir zararla ortaya çıkar. Örneğin alınan arabanın tekerini patlatan kişinin tamir ettirmek borcu doğmuştur.

– Haksız Fiil bazen suç değildir. Ör: Bir çocuk yanlışlıkla cam kırdığı için hapse atılmaz ama velisi kırılan camı ödemek zorundadır.

– Haksız Fiil bazen aynı zamanda suç davranışıyla birleşir. Ör: Bir kişinin bilerek kolunu kırmak darp suçudur ama ameliyat masraflarını ödemek gerekirse aynı zamanda bir haksız fiildir. Mağdur olan taraf hem ceza davası açılması için suç duyurusunda bulunabilir, hem de tazminat davası açabilir. Bunlardan ikisini birden veya herhangi birisini tercih edebileceği gibi, isterse ikisini de açmayabilir. Tercih tamamen kendisine bırakılmıştır. Tazminat eksilen şeyi yerine koymak olduğu için bazen alınan şeyi veya eşdeğerini geri vermek, veya bozulan şeyi bizzat tamir etmek, hatta bazen özür dilemek bile tazminat sayılabilir. Mahkeme kararıyla kişinin sözlü, yazılı veya pano ya da basın yoluyla özür dilemesi istenebilir.

Tazminatın borçlusunun özelliğine göre farklı yargı mercilerine başvurmak gerekir. Örneğin kişilerin kendi aralarındaki tazminatı gerektiren uyuşmazlıklar için hukuk mahkemelerinde dava açılması gerekirken, devletin yol açtığı zararlar için idare mahkemelerinde tam yargı davası açılması gerekir. Bazı hallerde ceza mahkemeleri de haksız arama veya el koymadan kaynaklanan zararlar için tazminata karar verebilir.